TRAVMANIN AVUKATA AKTARIMI: İKİNCİL TRAVMA İLE MÜCADELE
Travma bulaşıcıdır. Travmatik bir olay mağduru müvekkilin yaşadığı felakete ve vahşete tanık olan avukat, duygusal olarak alt üst olur. Mağdur müvekkilin yaşadığı öfkeyi ve umutsuzluğu daha düşük derecede de olsa aynen yaşar. Bu olgu “travmatik karşı aktarım” ya da vekaletten travmatizasyon olarak bilinir.[1] Avukatın hukuki yardım sürecinde asilden aldığı travmadan dolayı travma yaşaması ikincil travmadır. Avukat daha sonra travma sonrası stres bozukluğu semptomları yaşayabilir. Hele bir de kendi geçmişinde böyle felaket veya vahşet olayları varsa bu olaylar travmayı yeniden canlandırabilir. Bu dönemde avukatlar arasında boşanma oranın ve intihar vakalarının artmasında bu olgunun, travmanın aktarılmasının, önemli olduğunu düşünüyorum.
Son dönemdeki davaların niteliği değişmiştir. Bu davaların sanıkları ve mağdurları da çeşitli şekilde rahatsızlıklar yaşamaktadırlar. Bizatihi bir suç isnadı veya dava ile karşı karşıya kalan kişi kaygılar yaşamaktadır. Kişiler anksiyetik bir halde bulunmaktadırlar. Yaşadığı olaydan, felaketten veya vahşetten dolayı travma sonrası stres bozukluğu da yaşayabilir. Kadın Hakları Alanında Çalışan Avukatlar, Çocuk Hakları Alanında Çalışan Avukatlar, Mülteci ve Göçmenlerle Çalışan Avukatlar, Özellikli Olaylarda (cinsel saldırı veya istismar olayları) Mağdurlara Yönelik Çalışan Avukatlar, CMK Servisinde Görev Alan Avukatlar ve İş Hukukunun İşçi Hakları Alanında Çalışan Avukatların Risk altında olduğunu düşünüyorum. “Türkiye’nin ve hatta tüm dünyanın kanayan yarası olmaya devam eden aile içi şiddet ve cinsel istismar konusuna gelirsek; bu tip mağdurları temsil eden avukatların da travmatik olayın detaylarını öğrendikçe ve mağdurla kurduğu empatik ilişki güçlendikçe ikincil travmatik stres göstermesi oldukça yüksek ihtimaldir.”[2]
Avukat özellikle bu tip vakalar ile çalışmaya, hukuki yardım vermeye başlaması ile kendi psikolojik sağlığıyla ilgili bazı sorunlar yaratabilir. Bireysel veya toplumsal travma mağdurlarının özelliklerini bir avukat gözüyle değerlendirme yetkinliğine sahip olmaları gerekir. Özellikle aktarım yapacak olan kişi otoriteye göre davranmaktadır. Travma mağduru içini avukatı transfer nesnesi olarak görmemelidir. Avukat da bu transfere izin vermemesi gerekir. Nelere tepki verdiklerini ve otorite olan avukatları nasıl etkilemek ve kontrol altına almak istediklerine dair olay örneklerini hatırlatmak gerekir. Avukatın bireysel travma mağduru ile görüştüğünde onun ağlaması üzerine avukatında ağlamasının veya ağlak halinin önüne geçmesini öğrenmesi gerekir. Duygularını bir profesyonellikle kontrol etmesi gerektiğini, olayın üzücü olduğunu bildirmesini ancak mağdurun onu kontrol altına almasına izin vermemesi gerektiğini bilmesi gerekir. Avukatta travmayı yaşıyorsa hukuki yardımı bırakması gerekir. Artık hukuki yardımın etkili ve yeterli olması kuşkulu hale gelmeye başlamıştır. Kendisi yardım alacak hale gelmiş olur. Avukat kendini korumasını bilmelidir. Toplumsal travma yaratan olayların da özelliklerini ve yarattıkları travmayı da bilmesinde yarar vardır. Bu konularda bilgilendirilmeye ihtiyaç vardır.
Bu tip vakalara hukuki yardım vermeye başlayan avukatlara nelere dikkate etmeleri gerektiğine dair bilgilendirme yapmak gerekir. Bilgi, beceri ve yetkinlik sürecine dahil edilmesi onun da sağlığı içinde elzemdir.
“Avukatlar özellikle travmatik materyale maruz kalma bakımından risk altındadır. Fiziksel veya cinsel saldırı, cinayet, çocuk istismarı, mülteci hakları gibi konularda travmatize olmuş mağdurların ifadelerini dinleme veya bu tür davalarda kullanılacak olan kanıtların rahatsızlık verici içeriklerine maruz kalma buna örnek verilebilir. Neticede travmatik materyale bir şekilde maruz kalma, travma ile ilişkili semptomların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir (Levin, 2008; Levin vd., 2011). Az sayıdaki araştırma, travmatik materyalle çalışan meslekler arasındaki travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını karşılaştırmış ve en çok avukatlarda gözlendiğini ortaya koymuştur (Follette vd., 1994; Levin ve Greisberg, 2003; Maguire ve Byrne, 2017). Özetle, avukatların diğer meslek gruplarından farklı olarak travmatik içeriğe sahip çok sayıda davaya bakması ve haftalık çalışma saatlerinin neredeyse tamamını travmatik materyale ayırması ikincil travmatik stres oluşumunu hızlandırmaktadır (Finklestein vd.,2015; Levin ve Greisberg, 2003; Maguire ve Byrne, 2017; Piwowarczyk ve ark., 2009). Ancak araştırmamız sonucunda, ikincil travmatik stres oluşumu üzerinde, son 3 ayda temsil edilen aile içi şiddet mağduru sayısının, son 3 ayda temsil edilen cinsel istismar mağduru sayısının ve son 3 ay içindeki haftalık ortalama çalışma saatinin yordayıcı bir etkisi tespit edilmemiştir.[3] Bu önemli çalışmanın son üç ay gibi temsiliyet ile sınırlı olmasının yanında tespitleri önemlidir. Özellikle yukarıda örnekleri verdiğimiz alanlarda çalışan avukatların uzun süreli olarak çalışmış olmaları onları risk altında tutmaktadır.
“Travmatize olmuş mağdurları temsil ederken stresle nasıl başa çıkılacağını ve bu kişilere verilmesi gereken psikolojik – duygusal yanıtları bilmeyen avukatlarda, stres ve travma eğitimi almış ruh sağlığı uzmanlarına oranla semptom sayısının fazla olması yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur (Maguire ve Byrne, 2017; Psychology Board of Australia, 2013; Trippany vd., 2004).”[4] denilerek avukatlara bu konuda bilgilendirilmenin yapılmasının önemini ortaya koymuştur.
Staj Eğitim Merkezinde “Avukatın Müvekkil İle Görüşmesi” gibi bölümlerin yer alması ve bu nitelikteki vakaların özelliklerini anlatmak gerekmektedir. M.Ufuk Tekin’in “Bir Dilekçenin Anatomisi” adlı çalışmasındaki “görüşme” bölümü çok önemlidir. Ancak “travmanın aktarımı” yönüyle de bu çalışmaların zenginleştirilmesi gerekir. Özellikle bu tip vakalarda hukuki yardımda bulunan avukatlara baro komisyon ve merkezler üzerinden bilgi vermek gerekir. Ne gibi davranışlardan uzak durmaları gerektiğini söylemek gerekir. Ayrıca görüştüğü mağduru ile profesyonelce sınırlarını belirlemesini bilmesi gerekir. Buna ilişkin olarak bireysel veya grup halinde süpervizyon desteğini almasını da organize etmek gerekir.
Avukatların travma mağduru müvekkilleri ile tek başına çalışmamasını önermek gerekiyor. Süpervizyon ve Terapi desteği ile alınarak, gerektiğinde davayı iki avukat ile takip etmesini önermekte yarar var.
Özellikle bu tip olaylara hukuki yardımda bulunan meslektaşlarda günlük yaşamı idame ettirme, aile hayatını sürdürme, iştah ve uyku gibi ortalamanın dışına çıkıyorsa, meslektaşında terapi desteği almasını önermek gerekir. Artık İkincil Travma yaşayan avukata, yardıma muhtaç hale gelmiş olmakla, bu konuda ona yardım edecek bir yapıyı da kurmak gerekir.
* Travma konusundaki katkılarından dolayı Eğitim Sen İstanbul 1 Nolu ŞubeYürütme Kurulu Üyesi Barış Uluocak’a teşekkürü borç bilirim.
[1]JudithHerman, Travma ve İyileşme Şiddetin Sonuçları Ev İçi İstismardan Siyasi Teröre, s.182. Literatür Y.2007.İstanbul
[2]Mert Akcanbaşı-Muratcan Keskiner, Travmatize Olmuş Mağdurları Temsil Eden Avukatlarda İkincil Travmatik Stres Oluşumu,İş Sağlığı ve Güvenliği Akademi Dergisi,s.163.Yıl 2020, Cilt 3, Sayı 3, Sayfa: 162-182 https://dergipark.org.tr/tr/pub/ohsacademy, erişim tarihi,21.09.2022.
[3]Mert Akcanbaşı-MuratcanKeskiner,agm.s.176.
[4]Mert Akcanbaşı-MuratcanKeskiner,agm.s.177.